film bitince aklıma the boys geldi. amerika'nın gerçekten kahramana ihtiyacı var. bu kahramanın da amerikayı amerika yapan çok zengin iş adamlarından bi tanesi olması manidar sanırım. batman serisini izlemedim, sadece heath ledger için izledim bu joker'i. aksiyon sahneleri gerçekten kaliteli. bu tüm telefonları sonara dönüştürme mevzusu biraz dandirik geldi. joker'in yaptıkları, özellikle adamın birisinin karnına telefon ve bomba yerleştirme fikri muhteşem. bence buradaki gibi iki gemi halkı birbirlerinin yaşamına karar verecek olsalardı bu kadar iyimser sonuçlanmazdı. iki feribotun da bombayı patlatacaklarını düşünüyordum. ama kesin patlattıkları bomba, kendi gemilerindeki olurdu.
batman fikri pek hoşuma gitmedi. yani buradaki inanılmaz ahlaklı batman fikri çok toz pembe. bir de batman'i her gördüğümde patrick bateman aklıma geliyor. patrick bateman gerçekten çok ikonik bir karakter.
uşak ulubey'de bulunan, türkiye'nin en uzun kanyonudur. abd'deki grand kanyon'dan sonra dünyanın en büyük 2. kanyonu. 77 km uzunluğunda. içinden ulubey deresi ve banaz çayı geçer.
iris kenarında beyaz lekelerdir. down sendromu hastalarında görülebilir.
ikinci izleyişimde filmin ne kadar sıkıcı olduğunu fark ettim. başkarakter hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. ıssız adam rolünde oynuyor. girdiği diyaloglarda çok yavaş bir bilgisayar gibi tepki veriyor. aşık olduğu kadınla da ve ilişkileriyle de bağ kuramıyoruz. çünkü hiçbir şey yaşamıyorlar. karakterleri tanımıyoruz. adam öyle ki hayatında tanıdığı ve onu beğenen ilk kadını bulmuş gibi tanışmanın üzerinden çok geçmeden büyük fedakarlıklar yapıyor. ne bunun öncesinde ne de sonrasında birbirleriyle düzgün bir şekilde konuştuklarını görmüyoruz. birbirlerini tanımıyorlar.
kötü karakterler çok çocukça tasarlanmış.
sonra ustanın, patronundan para isterken adamı övmesi falan bunlar inanılmaz yüzeysel. çok boş bir film ya. ilk seferinde çok beğenmiştim oysa ki.