s.j.v'nin açılımıdır. ölmezsem, yaşıyorsam, yaşarsam eğer, nefesimiz yeterse gibi anlamlara gelir. ben daha önce hiç okumadım ama tolstoy günlüklerinde sıkça kullanıyormuş s.j.v kısaltmasını.

ya bu ne samimi ve sıcak bi film böyle. hikayeyi ve gidişatın nasıl olacağını rahat bi şekilde tahmin etseniz de gayet güzel. iki adamın aynı uçağa yetişmeye çalışmasıyla başlayan ve aksilikler tamlamasını yaşadıkları birkaç günü anlatıyor.

myenterik pleksus da denir. gastrointestinal kanalın tunica muscularis (muscularis eksterna) (muscularis propria) katmanında bulunur. bu katman ikiye ayrılır. içte circular kas katmanı, dışta longitudinal kas katmanı bulunur. auerbach pleksusu bu ikisi arasında yerleşim gösterir. genel olarak gastrointestinal kanalın hareketlerinden(peristaltizm) sorumludur.

birçok kemikli balığın suyun kaldırma kuvvetini, batmazlığını kontrol etmek ve bulunduğu derinliği enerji harcamadan korumaya yarayan içi gaz dolu organıdır. normalde iki gaz dolu kese halindedir buna rağmen birkaç ilkel türde tek bir kese bulunur. ayrıca, bu hava kesesinin, canlının sırt bölgesinde yerleşiminde kütle merkezi, hacim merkezinin aşağısındadır ve bu sayede dengeyi sağlar. ek olarak rezonans çemberi olarak işlev görür ve ses üretmek veya almak için kullanılır. evrimsel olarak daha gelişmiş canlılardaki akciğerin homoloğudur. türlerin kökeni kitabında charles darwin, bu organın hava soluyan omurgalılardaki akciğerin ilkel bir versiyonu olduğunu düşünmüştür.
kıkırdaklı balıklar'da bulunmaz. kıkırdaklı balıklar, diğer balıklardan 420 milyon yıl önce ayrılmış olduğundan ötürü bu organın ayrılmadan sonra evrimleştiğini gösterir.
kaynak: https://en.wikipedia.org/wiki/swim_bladder#evolution

izlediğiniz filmleri izlendi olarak işaretleyip, puan verip, üzerine bir şeyler yazabileceğiniz bir site. sadece film üzerine çalışıyor, ücretsiz. izlemek istediklerinizi watchlist'e kaydedebiliyorsunuz. başka insanları takip edebiliyor, onların hangi filmleri izlediklerine, nasıl puanladıklarına, hakkında ne düşündüklerine bakabiliyorsunuz. ayrıca spotify'daki gibi her kullanıcı liste oluşturabiliyor. tabi burada içerik film olduğu için liste olayının pek işlevsel olduğunu düşünmüyorum. izlemek istediğim ve izlediğim filmleri unutmamak için sık kullandığım bir uygulama. kullanıcı sayısı fena değil ama kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçmeleri zor.

soğuk ve açlık gibi tahmin edilebilir düşmanlarla karşılaşıldığında, bir grup dayanıklı genin diğerleriyle karıştırılmadan yeni kuşaklara aktarılması eğilimi güçlenmektedir.ancak nemli, sıcak bölgelerde ise düşmanlar fiziksel olmaktan çok biyolojiktir: (parazitler dahil) diğer hayvanlar. söz konusu düşmanlar evrim geçirerek değişebilir ve canlıların karşı karşıya kaldığı tehdit farklılaşır. bu durumda cinsellik yoluyla ortaya çıkacak yeni genetik bileşimler, türün varlığın sürdürebilmesi için zorunlu duruma gelir.
(bkz:neredeyse bir balina) sayfa : 144

gazete sektöründe ortaya çıkmış bir deyim. bury the lede olarak da yazıldığını iddia edenler var. lede ya da lead, ikisi de kullanılıyor. haberin lead ya da lede denen kısmı isminden de anlaşılabileceği gibi açılış paragrafıdır ve burada haberle ilgili en kritik bilgiler verilir. hikaye burada zemine oturtulur, temel bilgiler burada yer alır ve okuyucunun ilgisi çekilir. bury the lede deyimi ise bu temel bilgileri ilk başta vermek yerine onlardan daha önemsiz ikincil bilgileri öne çıkartmak anlamına gelir.
genellikle acemi yazarlar tarafından yapılan bir yazım hatası olarak değerlendirilebilir fakat kasıtlı olarak da yapılıyor.
örneğin yazar; okuyucusunu şaşırtmak için, yanlış yönlendirmek için veya mizahi bir hava katmak için bury the lead yapabilir.
fakat okuyucunun ilgisini kazanamamak veya yazara karşı güvensizlik yaratmak, okuyucunun kafasını gereksiz yere karıştırmak gibi dezavantajları da var.

geçenlerde keşfettiğim, sanırım en korsan site. yani netflix'in dizileri zaten hemen korsana düşüyordu ama diğerlerini bi burda gördüm. sürekli kapatılıyor fakat aynı hızda geri açılıyor. bakalım dizi deryasında ne kadar hüküm sürebilecekler.

pek güzel bir kurgusu ve yalın ve anlaşılır bir dili var. her okumaya devam ettiğinizde birdenbire o zamanın ve mekanın içinde olduğunuz, akıcı bir roman. birinci dünya savaşında italyan ordusuna katılmış bir amerikalı oluveriyorsunuz. ingiliz hemşireyle ilişki yaşıyorsunuz. savaş karşıtıdır. kitap bittikten sonra ve okuma sırasında bir-iki kere savaş temalı rüya görmüştüm. benim için değerlidir.
1954 nobel ödülü almıştır.